Her yıl kendime kocaman yeni iyi niyetler koyarım. İyi niyetler diyorum çünkü bu niyetlerin gerçekleşmesi için arkasına eklediğim olmazsa olmaz hedeflerin çoğu daha şubat ayına varmadan hiç gerçekleşmemek üzere, tozlu bir rafta yerini alır. Eee doğal olarak benim niyet de iyi niyet olarak kalır (dı!).
Dı diyorum, çünkü bir süredir bu durum böyle değil…
Aslında çok eskiden beri bilinen ama benim yeni fark ettiğim bir metotla artık hedeflerimi tutturabiliyorum. Evren de çabama gösterdiği saygıdan olsa gerek niyetlerimi iyi niyet olmaktan çıkartıp, gerçekleşen potansiyellere dönüştürüyor…
Şemsi Tebrizi’nin dediği gibi;
“Kader niyete, niyet de gayrete aşıktır!”
İşin sırrı, az veya çok demeden, o gayreti hiç bırakmamak. Yapmaya, denemeye devam etmek. Hani Mevlana’nın da dediği o kapıya vurmayı hiç bırakmamak…
Vurmasına vuralım o kapıya daaa, acaba doğru şekilde mi vuruyoruz? Biraz fazla veya az vuruyor olabilir miyiz? Sonra ev sahibi kızıpda bizi hepten kovmasın…
Peki Nasıl Yapıyoruz?
İşte burada biraz bilim giriyor işin içine… Uzmanlar diyor ki insan evladı olarak bizler, biraz kendimize yüklenmeyi, kendimize sert davranmayı seven varlıklarız. Kendimize verdiğimiz hedefler de bundan nasibini alıyor. Boyumuzun, yapabileceğimizin üstünde hedefler koyuyoruz kendimize. Sonra da ilk engelde tökezliyor, içten içe koyduğumuz hedefin gerçekçi olmadığını da bilerek, yapmamak için bahaneler üretiyoruz… Halbuki hedefe varmak için önemli olan şey, gayretin sürekliliği, yani denemeyi bırakmamak. Hedefe varmak için kafandaki miktarın/sürenin yarısının da yarısını, yani dörtte birini yapmanın yeterli olacağını, ama ne olursa olsun yapmayı bırakmamanı öneriyorlar…
Ve bir de “başardım” hissini yaşayabilmen için, yaptığın şeyi görselleştirmeni tabi…
Bu görselleştirme kısmını daha önce derslerde anlatmıştım, beynimizdeki en büyük kısım görme ile ilgili diye. Görmek bir şeyin gerçek olduğunu anlamamızı sağlıyor. Bunu hedeflerinle ilgili kullanmaya gelince de; mesela takviminde hedefini tuttuğun her güne bir çarpı koymak, bir süre sonra sende takviminde çarpısız yer bırakmama yani gün atlamama isteği yaratıyor. Zorda da olsan, iki elin kanda da olsa mutlaka yapıyorsun günlük görevini.
Zaten bu işe ayırdığın süre 5 dakika veya 10 dakika, yani kafandakinin yarısının da yarısı. Takviminde göreceğin o çarpı işaretinin sende yarattığı mutluluk hissi, o işe ayırdığın zamandan, yani ödediğin bedelden, yani o zorlandığın 10 dakikanın sende yarattığı stresten daha fazla oluyor.
Eğer ekrandaki gibi bir takvimi kendine indirmek istersen senin için bir tane hazırladım, buraya bırakıyorum.
Ve… Birbirimizi motive etmek için kurduğumuz whatsapp gurubuna üye olmak istersen buraya tıklaman yeterli…
Hadi şununla noktalayalım; Mevlana demiş ki;
“Ne istersem ben Mevlâ’dan isterim.
Verirse yüceliğidir, vermezse imtihanımdır.
Allah’tan bir şey istersen:
Kapı açılır, sen yeter ki vurmayı bil.
Ne Zaman dersen bilemem ama,
Açılmaz diye umutsuz olma,
Yeter ki o kapıda durmayı bil.”
Sevgi ve sağlıkla çok güzel bir gün dilerim. 🙏
#Alışkanlık kazanmak Alışkanlık kazanmak Alışkanlık kazanmak Alışkanlık kazanmak Alışkanlık kazanmak Alışkanlık kazanmak #Alışkanlıkkazanmak
sağlık, psikoloji, terapi, Volkan Ulusan, nlp, masumiyet, kişisel gelişim, psikoloji, sağlık, nlp